Aile ve Çocuk Mahremiyetinin Önemi

Duygusal, kompleks ve heyecan verici özel bir dönemin olması sebebiyle gebelik süreci; çok yönlü değişimlerin yaşandığı bir hikâyenin başlangıcı oluyor. Zaman zaman bilinmezlik ve belirsizlik etkilerinin hissedildiği, “Ya çocuğuma yanlış davranırsam ya gelişimini doğru bir şekilde destekleyemez ve iyi bir şekilde yetiştiremezsem” düşünceleri sürecin eşlikçileri olabiliyor. Gebelik ve doğum ile çocuğunun gözüyle dünyaya bakmayı öğrenen ebeveynler, aynı zamanda çocuklarının psikolojik, bedensel ve ruhsal sağlığını korumaya ve desteklemeye yönelik farkındalıklı bir öğrenme sürecini de başlatmış olurlar.

 

Yayınlanma Tarihi 30 Ekim 2024
Okunma Süresi 15 dk
Güncellenme Tarihi 30 Ekim 2024
Makaleyi Paylaş
Binlerce hekim ve milyonlarca hastanın tercihi #bulutklinik

Gebelik Süreci Nedir?


Duygusal, kompleks ve heyecan verici özel bir dönemin olması sebebiyle gebelik süreci; çok yönlü değişimlerin yaşandığı bir hikâyenin başlangıcı oluyor. Zaman zaman bilinmezlik ve belirsizlik etkilerinin hissedildiği, “Ya çocuğuma yanlış davranırsam ya gelişimini doğru bir şekilde destekleyemez ve iyi bir şekilde yetiştiremezsem” düşünceleri sürecin eşlikçileri olabiliyor. Gebelik ve doğum ile çocuğunun gözüyle dünyaya bakmayı öğrenen ebeveynler, aynı zamanda çocuklarının psikolojik, bedensel ve ruhsal sağlığını korumaya ve desteklemeye yönelik farkındalıklı bir öğrenme sürecini de başlatmış olurlar.

Bir bebeğin kendisini korunaklı, muhafaza ve emniyette hissettiği ilk yuvası olan rahim bölgesi, gerçekleşen doğum ile birlikte kişinin yaşamsal sürecinde psikolojik, bedensel ve ruhsal ihtiyaçlarının temelini oluşturuyor. Nitekim, sosyal ve duygusal bir varlık olması sebebiyle insan canlısı, bir ötekiyle kurduğu bağ neticesinde kendisini güvende hissettiği ölçüde psikolojik iyi oluşu etkilenecektir.

Çocukların Öğrenme Alanı Olarak Aile Neden Önemlidir?

Bu bağlamda çocuk, hayatını şekillendirecek olan temel bilgileri, kazanımları, düşünce ve davranış kalıplarını ilk ilişki sistemi içerisinde yer alan aile ya da kendisine bakım veren kişiler üzerinden öğrenmektedir.  Dolayısıyla kendi irade sistemi ile hayatını yönlendirecek olan değer algıları, inanç sistemi, alışkanlıkları, kültürel normları, aile içerisinde işlenir ve öğrenilen bu bilgilerle davranış kalıpları oluşturulur. Gazali’nin ifadesiyle: “Daha ilk günden itibaren çocuğun terbiyesine (eğitimine) önem verilmelidir. Çocuğun kalbi saf bir cevherdir. Verilen her şeyi kabul etmeye hazır olan çocuğun, iyi bir insan olabilmesi için, iyi eğitilmesi gerekir.” Bu bağlamda, çocuklara kazandırılması hedeflenen mahremiyet eğitimi içeriğinin doğru tanımlanması belirleyici olacaktır.

Mahremiyet Eğitimi Nedir ve Neden Önemlidir?

Mahremiyet kavramı; gizlilik, bir durumun/ şeyin gizli bulunma halini ifade ederken, mahrem kavramının içeriği ise çeşitli dini inançların, ahlaki farklılıkların, kültürel normların oluşturduğu sosyolojik alt zeminde, zaman ve mekân değişkenliği ile senkronize haldedir. Mahrem ve mahremiyet kavramları zihinde cinsellik algısını çağrıştırsa da cinsellikten ayırıcı husus şudur ki, cinsel eğitimin içeriğinde çocukların gelişim dönemleri ve özellikleriyle birlikte, gelişim özelliklerine eşlik eden ruhsal, bilişsel, duygusal süreçler ve ailelerin tutum ve davranışları yer almaktadır. Mahremiyet eğitimi ise cinsel bilgilere ek olarak, kişinin kendi sınır ve alanını fark ederek özelini koruyabilmesi ve aynı zamanda bir ötekinin de alanına müdahale etmemesini içerir. Dolayısıyla mahremiyet eğitiminin bilincinde olan bir çocuk, fiziksel, duygusal, davranışsal ve cinsel gelişimini fark ederek, olumlu bir kimlik geliştirir. Mahremiyet duygusunun gelişimi ile birlikte çocuk kendisini koruyabilmeyi, güdüsünü ve refleksini geliştirebilmeyi, bilincini arttırabilmeyi öğrenir. Bu hususta ebeveynlerin çocuklarına özel bölgelerin ne olduğunu, iyi ve kötü dokunuş arasındaki farklılığı, bedenlerine izin verilmediği sürece dokunulmaması gerektiğini dolayısıyla kişisel sınırlarının ne olduğu hakkında bilinç kazandırmaları sorumlulukları dahilindedir. Mahremiyet eğitiminde göz önünde bulundurulan bu aşama, çocuklara kendilerini ve bedenlerini tanımalarına, böylelikle bir başkasının da sınırlarını fark etmeleri yönünde doğru ve sağlıklı bir kazanım sağlayacaktır. Çocukların bedensel gereksinimlerini daha yakından fark etmeleri, bedenindeki ihtiyaçları kontrol ederek tanımaları özellikle 24-48 ay aralığı kapsayan fizyolojik bir gelişim olan tuvalet eğitimi ile kendisini gösterir. Bu kazanımla birlikte çocuk bağımsız olmayı, başarı duygusunu, dış çevrenin beklenti ve yönlendirmelerini öğrenmeye başlar. Bu noktada ebeveynlerin tutum ve davranışları çocuğun zihnindeki mahremiyet algısının oluşumunda doğrudan etkili olacaktır.

Mahremiyet eğitimi sadece bedensel sınırları bilmek, cinsel organları tanımak, iyi- kötü dokunuş arasındaki farklılığı bilmekten daha fazlasıdır. Çocuğa gelişimiyle birlikte; izin verirsem dokunabilirsin bilincini, dokunulması yasak yerlerin refleksini, bedenim bana aittir farkındalığını ve giyinme ile soyunmada yalnızlık ilkesini kazandırmak temel tutumlar içerisindedir. Bedensel alanların başkalarından korunması gerektiği çocuğa ifade edilmeli, ancak izin alındığı takdirde dokunulabileceği bilinci öğretilmelidir. Çocuk için tanımlanan bu sınırlar aynı zamanda anne ve baba için de geçerlidir. Davranış yoluyla öğrenen çocuklar, ebeveynlerinin özel alanlarını görmek istediğinde aile nazik ve yumuşak ses tonu ile özel alanlarının kendilerine ait olduğunu belirterek izin vermemelidir. Göz ardı edilmemesi gerekilen diğer bir husus ise cinsel organlar öğretilirken ebeveynler kendi bedenleri üzerinden değil, çocuğun bedeni ya da bu konuda öğretici olan kitaplar üzerinden bilgilendirmede bulunmalıdır. Çocuklar, beyin anatomisi gereği henüz bir gelişim sürecinde olsalar da his ve davranış yoluyla öğrenme sürecindelerdir. Bu sebeple, çocuğun üstü giydirilir ve altı değiştirilirken kendisini güvende hissedeceği bir odaya götürülmesi çocukta, ‘bu senin bedenin, burası senin odan, senin alan ve sınırındır’ bilinci aşılanmış olur. Görsel hafızanın daha etkin olduğu bebeklik döneminde ise ebeveynlerin çocuklarının yanında argo, cinsel içerikli konuşmalardan uzak durarak mahremiyetlerine dikkat etmeleri öğrenme sürecine dahildir. Çocuk, kendi bedenini ve bölgesini koruyacak yaşa erişinceye dek anne ve baba bilinçli davranarak denetimi sürdürmelidir.

Dijital ve Ruhsal Mahremiyet Nedir?

Beden mahremiyeti, kişisel mahremiyetin sadece bir parçasıdır. Bununla birlikte dijital mahremiyet, ruhsal, mekânsal, bilgi ve ailede mahremiyet bütünü oluşturan mahremiyet algısının diğer parçalarıdır.

Eğitimin başlangıç noktasının aile olması itibariyle ailelerin çocuklarını bir birey olarak görerek; çocuklarının mizaç, beceri, zekâ türlerini, kişilik ve karakterleriyle var olduklarını koşulsuzca kabul etmeleri, ruhsal mahremiyetin içeriğini oluşturur. Çocukların tıpkı yetişkinler gibi duygularını deneyimlemeleri farklı olabilmektedir. Böyle bir durumda çocukların hissettikleri duygular şefkatle kabul edilmelidir. ‘Burada korkulacak ne var? Bundan mı korkuyorsun? Çocuk dediğin karanlıktan mı korkar?’ gibi ifadeler çocuğun güvende ve emniyette hissetme duygularını zedeleyebilmektedir. Çocukların cinsel ve ruhsal açıdan korunması kendi ve karşı cinsin özellikleri hakkında bilgi sahibi olması, cinsiyete ilişkin rolleri öğrenme ve bu tür rolleri kabul edebilmesini de kapsar. Kız ve erkek cinsiyetlerini, cinsiyetlerin özelliklerini ve rollerini bilmeleri sağlıklı cinsel kimlik oluşumunda etkilidir. Bir diğer tanımla çocuk, gerekli bilgileri öğrenerek sağlıklı duygu, düşünce ve davranış kazanımları elde eder.

Mahremiyet, kişinin dijital ve şahsi bağlamda kendisini korumanın ötesinde aynı zamanda kendisi hakkındaki bilgileri kontrol etme yeteneğidir. Teknolojik gelişmeye paralel olarak iletişim araçlarının da hızlı dönüşümü, mahremiyetin alan ve sınırlarını etkileyebilmektedir. Medya araçlarının değişmesi ile bireylerin özel yaşam sınırları, merak etme ve merak edilme duyguları form değiştirerek; yeni iletişim ağı olarak görmek ve göstermek, gözetlemek ve gözetlenme haline gelmiştir. Çoğu sosyal medya kullanıcısı mahremiyet ve gizlilik konusunda tedirginlik hissetse de bilgilerini yaygın olarak paylaşabilmektedir. Ebeveynler kendi bilgilerini paylaştıkları gibi çocuklarının da bilgi, fotoğraf ve videolarını paylaşmakta ve özel hesaplar açabilmektedir. Çocukların kişisel bilgilerini sanal ortamlarda rahatlıkla paylaşmaları en yaygın risk davranışı olmakla birlikte şiddet, zorbalık ve cinsel uyaranlara maruz kalma, tanınmayan kişilerden mesaj ve yorum alma riskini arttırabiliyor. Bu sebeple sosyal medya okuryazarlığı çocuklar açısından büyük önem kazanmaktadır. Ebeveynler ise bu hususta çocuğun tedirgin ve huzursuz hissetmesini engelleyerek sosyal medya kullanımını kontrollü bir şekilde sınırlandırmalıdır. Ebeveynler bu süreçte kontrolleri dışında gelişen, irade alanları dışında oluşan rahatsız edici deneyimlerle karşılaşabilir. Böyle bir durumda, duygu kontrolü sağlanmalıdır. Göz ardı edilmemelidir ki, çocuklar duyguyla baş edebilmeyi ebeveynlerin tepkileri ve reaksiyonları üzerinden öğrenirler. Dolayısıyla ebeveynlerin öncelikle endişe, korku gibi duygularını kontrol ederek düzenleyebilmeleri önemlidir.

Sağlıklı Mahremiyet Eğitimi İçin Ebeveyn Tutumları Nasıl Olmalıdır?

Aile ve çocuk bağlamında mahremiyet eğitiminin kazandırılması, sınırlarının belirlenmesi, çocuğun sağlıklı bir kişilik ve cinsel kimlik oluşumunu belirleyen ana noktalardır. Yasaklar ve cezalandırmalarla sağlıklı bir mahremiyet eğitimi kazandırılamaz. Aynı şekilde ebeveyn tutum ve rollerinde baskın, ilgisiz ve otoriter tutumlar, süreci zorlaştıran diğer bir husus olmaktadır. Anne ve babaların çocuklar ile sağlıklı iletişim kurabilen, sevildiğini ve değerli olduğunu hissettiren rehber bir konumda olmaları çocuklarda aidiyetlik, emniyet ve güven duygularını pekiştirecektir. Sonuç olarak; aile mahremiyetinin birincil ve temel dili, şefkatle kuşatıcı sevgi tutumları olmalıdır. Unutulmamalıdır ki çocuklar, yasak-ceza iletiminden ziyade davranış ve duygu iletimleriyle ailede ait olabildiklerini, kabul gördüklerini bilirler. Böylelikle kendisinin yok sayılmadığını, önemsendiğini hisseden çocuklar öncelikle kendisiyle kurduğu ilişkisinde ve bir ötekiyle olan etkileşiminde sağlıklı bir kimlik gelişimini tamamlamış olacaktır.

Çerez Tercihlerinizi Seçin

Sitemizde size en iyi hizmeti sunabilmek için çerez kullanılmaktadır. Detaylar için Çerezlere İlişkin Adınlatma Metni'ni inceleyebilir veya çerezleri özelleştirebilirsiniz.