Atrial septal defekt, halk arasında kalpte delik olması doğumsal kalp hastalıklarından biridir. Kalbin kulakçıkları arasında yer alan duvarda açıklık olması ile gelişen rahatsızlık, akciğere giden kanın artmasına ve yıllar içinde akciğer damarları ile kalpte büyümeye sebep olabilir. Peki, ASD nasıl tedavi edilir? Detaylar yazımızda.
ASD yani atriyal septal defekt, kalp kulakçıkları arasında yer alan duvarda delik olması durumudur. Yani kalbin kulakçık ismindeki yapıları olan atriumlar arasındaki septum ismindeki duvarın tam olarak kapalı olmamasını, sağ ve sol atrium arasındaki etkileşimin sürdüğü anlamına gelir .Halk arasında kalpte delik olması denilen bu hastalık doğuştan gelen kalp hastalıklarındandır. Normal bir kalpte bu şekilde bir sorun bulunmaz. Doğumla gelişen kalpteki deliğin genişliği zamanla küçülerek kendi kendine kapanabilir ya da hiç değişme olmadan yıllar boyu aynı kalabilir.
Bu sağlık probleminin ana hatları ile primum ve sekundum olmak üzere tipi bulunur.
Primum ASD: Bu tip defekt atriyal duvarın alt bölümünde meydana gelir ve yanı sıra diğer doğumsal kalp sorunları da eşlik edebilir. Nadir görülen ve tedavisi zor olan türüdür. Çoğunlukla anjiyo ile kapatılmayan bu durumun ameliyat ile kapatılması gerekir.
Sekundum ASD: En sık görülen ASD çeşididir. Çoğunlukla kulakçıklar (atriyal septum) arasındaki duvarın orta kısmında meydana gelir. Sekundum türünün çoğu anjiyo ile kapatılabilir. Anjiyoya uygun olmayanlar ise ameliyat ile tedavi edilir.
Atriyal septal defekt ile doğan bebeklerde ilk zamanlarda çoğunlukla herhangi bir belirti görülmez. Fakat defektin ileri seviyelerde olması ya da yaş geçtikçe kapanmaması halinde bazı şikayetler görülebilir. Bunlardan bazıları şu şekilde sıralanabilir:
Konjenital kalp hastalıklarının yaygın olarak meydana türlerinden biri olan atrial septal defekt kadınlarda erkeklere oranla daha fazla görülür. Birçok vakada altta yatan sebeplerin başında genetik etkenler ve hamilelikte anne adayının yaşadığı çeşitli durumlar bulunur.
Bu rahatsızlıkların ortalama %10’unda spesifik genetik sorunlar etkendir. Aile üyeleri arasında geçiş yapabilen down sendromu gibi hastalıkların yanında ASD eşlik edebilir. Anne adayının gebelikte alkol veya madde kullanması, diyabet lupus veya kızamıkçık gibi hastalıklar geçirmesi de ASD meydana gelmesinde etken olabilir.
Çoğunlukla uzun yıllar hiçbir belirti vermeyen bir problem olduğu için bazı vakalarda tanı 30-60 yaşına kadar konulmayabilir. Bu rahatsızlıktan, ancak başka bir sebepten dolayı doktora gidildiği zaman kalpte üfürüm ve bazı ek seslerin duyulması ya da röntgende kalp büyüklüğünün görüntülenmesi ile şüphelenilebilir. Kesin teşhis için çocuk kardiyoloji uzmanının yaptığı bir muayene ve ekokardiyografi ile konulur.
Atriyal Septal Defekt (ASD) tedavisi yapılırken deliğin ne kadar büyük olduğu tedavinin zamanını belirler. Kendi kendine kapanmayan ve akciğer atardamarında basınç yükselmesi riski olan açıklıklar çoğunlukla 3-6 yaşlarında kapatılır.
1cm’in altındaki defektler genellikle kendiliğinden kapanırken, 1cm’nin üzerindeki deliklerin büyük bölümü, medikal tedavi veya ameliyat ile tedavi edilir. Yetişkin yaş grubundaki ASD hastalarında küçük bir delik varsa ve kalp yetmezliği ile ilgili herhangi bir belirti yoksa yalnızca düzenli gözlem ile hasta takip edilir.
ASD hastalarına verilen ilaç tedavisi kalp duvar defektini kapatmaz. Ancak bu problemin neden olduğu belirti ve bulguların hafiflemesine yardımcı olur. Ayrıca ameliyat sonrası istenmeyen durumları engellemek için de ilaç tedavisi verilebilir.
Bazı hastalara ciltten girilerek yapılan tamir girişimleri de mevcuttur. Bazı cihazlar kullanılarak yapılan bu kapatma için uzun, ince bir tüp olan kateter kullanılır. Kateter ile delik kısma damar yolu ile ulaşılır ve defekt kapatılır.
Büyük ASD’lerde ise cerrahi girişimler yapılması gerekebilir. Cerrahi girişimde kalbin sağ atriumundan girilir, deliğe ulaşılır ve kapatılması için bir doku yaması yapılır. Bu doku çoğunlukla kalbin çevresindeki zar dokudan alınır.