Evlilik kurumu günümüzde de önemini korumakla birlikte, değişen toplumsal normlar ve bireysel beklentiler doğrultusunda şekillenmektedir. Evlilik öncesi danışmanlık ve iletişim becerilerinin geliştirilmesi, sağlıklı ve mutlu bir evliliğin temelini oluşturmaktadır. Günümüzde evlilikler nasıl gidiyor? Evlilikte yaşanan sorunların sebepleri nelerdir? Soruların cevapları ve detaylar yazımızda.
Günümüzde çoğu şey gibi evlilikler de değişmektedir. Evliliği değiştiren faktörlerden birisi de şehirleşmedir. Eskide var olan klasik rollerin yerini, şehirleşme, kadının iş hayatına katılımı gibi faktörler almıştır.
Boşanma ise artık hayatın bir gerçeğidir. Geçmişte boşanma oranları düşükken, sosyokültürel düzeyin artması gibi nedenlerle boşanma sayılarında artış gözlenmektedir. Bir araştırmada, evliliklerin u'inin memnuniyetsizlikle sonuçlandığı ve çocuk ve ekonomik sorunlar olmasa boşanmayı düşündüklerini belirtenlerin oranının yüksek olduğu ortaya çıkmıştır. Bu durum, evliliklerin çoğunun ideal veya mükemmel olmadığını göstermektedir. Negatif bir bakış açısıyla değerlendirildiğinde, evlilikte memnuniyetsizlik oldukça yaygın görünmektedir. İş ve sosyal hayatın hızlanması, evlilikteki zorlukları daha da artırmaktadır.
Evlilik, birçok ortak sorumluluğu ve hızlı yaşam temposunu içinde barındırdığından, herkes için kolay bir süreç değildir. Dışarıdan bakıldığında, herkesin evlenmek istediği ancak evlendikten sonra boşanmak istediği gibi bir yanılsama oluşabilmektedir. Bu, negatif bir bakış açısıyla ele alınabilecek bir durumken, pozitif bir bakış açısıyla da değerlendirilebilir. Evlilik kurumu hala toplumda geçerliliğini koruyan ve kabul gören bir kurumdur. Bununla birlikte, evlilik kurumunun tartışılabilir bir konu olduğunu kabul etmek önemlidir. Günümüzde hala en yaygın ve işlevsel kurumların başında gelmektedir.
Evliliği sürdürmenin zorluklarını kabul etmek önemlidir. Evlilik, kolay bir süreç değildir ve başarılı bir şekilde yürütülmesi ciddi bir çaba ve emek gerektirir. Bu nedenle, evlenmeden önce insanların ciddi bir eğitim alması önemlidir. Eş seçimi konusunda bir çalışma yapılması da bu açıdan değerlidir. Evlenmeden önce, çiftlerin birbirlerinin değerlerini, eğilimlerini ve perspektifleri hakkında derinlemesine konuşmaları, ilişkilerini daha sağlam bir temele oturtmalarına yardımcı olabilir. Aksi halde, insanlar kendilerini kandırabilir ve evlilikle ilgili sorunlarla karşılaştıklarında "evlendikten sonra düzelir" umuduyla yanılgıya düşebilirler.
Genellikle ilk altı yaşta izlenen ebeveynlerin evlilik modelinin insanların kaderini belirlediği düşünülür. Bu durumda, ya ebeveynlerin evlilik modeli bilinçsizce benimseyerek benzer bir evlilik yaşanır ya da onlara karşıt bir model seçilir. Her iki durumda da, sorunlar kaçınılmaz olabilir. Ancak, herkesin yaşadığı durum farklıdır. Bu nedenle stres altında olan kişilerin kendilerine ve partnerlerine daha anlayışlı olmaları önemlidir.
Bazı durumlarda, bu modeller bilinçsizce tekrarlanırken, bazıları ise bunun tam tersini yaparak farklı bir evlilik modeli seçer. Ancak her iki durumda da sorunlar yaşanabilir. Örneğin, üzüntü veya aldatma gibi zorlayıcı olaylar sonrasında aceleyle yapılan evlilikler, genellikle başarısızlıkla sonuçlanır. Tüm bunların yanı sıra, iflas veya göç gibi dış etkenler de evlilikleri etkileyebilir. Evlilik, ciddi ve zorlu bir süreçtir. Bu sürece girmeden önce, insanların evlilik terapistine başvurarak farkındalıklarını artırmaları önemlidir. Bu, evliliğe daha sağlam bir başlangıç yapmalarını sağlayabilir ve sorunların daha iyi yönetilmesine yardımcı olabilir.
Bireysel olarak da terapistle görüşüp çok fazla fikir sahibi olabilirsiniz. Evlilik öncesinde kendi düşüncelerimizi ve duygularımızı anlamak önemlidir. ilişkide ne tür dinamiklerin yaşanabileceğini veya evliliğin size nasıl yansıyabileceğini anlamak için kendinizi tanımamız gerekmektedir.Kişinin kendisini tanıyıp, "Ben bu evliliğe neler yansıtacağım?", "Nişanlım gibi bir insanla ben yapabilir miyim?" gibi bazı durumları fark edebilirsiniz. Bu farkındalık sonrası bazı şeyleri partnerinizle konuşabilirsiniz.
Türk toplumu, zengin kültürel çeşitliliğiyle dikkat çeker. İzmirli, Güneydoğulu, Sinoplu, Adanalı gibi farklı bölgelerin kendine özgü adet ve töreleri bulunur. Ancak, günümüzde insanlar üniversitede tanışıp aşık olabilir ve kökenlerini tam olarak bilmeksizin evlenme kararı alabilirler. Bu durumda, atalarımızın öğütleri hatırlanır; tanımadıkları insanlarla evlilik yapmamaları gerektiğini vurgularlar. Aile yapısının önemi gibi bazı durumlar ön plana çıkmaktadır. Evlilikte karşılaşılan farklılıklar ve zorlukları şu şekilde sıralandırabiliriz:
Kültürel Çeşitlilik: Türk toplumunda her bölgenin kendine özgü adet ve töreleri bulunmaktadır. Ancak günümüzde, üniversitede tanışan çiftler gibi, insanlar farklı kültürlere mensup olabilir ve bu da evlilikteki dinamikleri etkileyebilir.
Aile Kültürleri ve Önemi: Ata sözlerinde ifade edildiği gibi, aile yapıları ve geçmişte izlenen evliliklerin etkisi büyüktür. Tanımadığımız insanlarla evlenme fikri genellikle pek tavsiye edilmez.
Ruhsal ve Psikolojik Faktörler: Alkol, kumar, psikiyatrik bozukluklar gibi sorunlar, evliliği zorlayabilir ve çiftler arasında ciddi sorunlara yol açabilir. Bu tür sorunların evlilikle birlikte ortadan kalkacağı umudu ise genellikle gerçekçi değildir.
Kişilik Bozuklukları: Bazı insanlar narsistik kişilik bozukluğu gibi psikolojik sorunlarla mücadele ederler. Bu tür bozukluklar, evlilikte manipülatif davranışlara ve sorunlara neden olabilir.
Cinsel Sorunlar ve Kişisel Gelişim Farklılıkları: Cinsel sorunlar ve kişisel gelişim farklılıkları, evlilikte sıkıntı yaratabilir. Eşler arasındaki paralel gelişim olmaması durumunda, ilişki zorlanabilir.
Perspektif ve Bakış Açıları: Herkesin, evlilik, çocuk yetiştirme, para yönetimi gibi konularda farklı bakış açıları ve perspektifleri vardır. Bu farklılıklar, evlilikte uyumsuzluğa ve sorunlara neden olabilir.
Hatalı Eş Seçimi: Eş seçiminde yapılan bariz hatalar, evliliklerin başarısızlıkla sonuçlanmasına neden olabilir.
Sorumluluk ve Monotonluk: Evlilik, birçok kişi için daha önce alışık olmadıkları kadar sorumluluk gerektiren bir süreçtir. Bu sorumluluklar ve monotonluk, çiftler arasında gerilimlere neden olabilir.
Evlilik, çeşitli zorluklarla dolu bir süreç olabilir. Ancak, çiftlerin birbirlerini anlamaları, farklılıkları kabul etmeleri ve sorunları çözmek için birlikte çalışmaları, sağlıklı ve mutlu bir ilişkiyi sürdürmelerine yardımcı olabilir.
Çok önemlidir. Kişiyi zorlamak yerine eğer değişim olmuyorsa, kabul etmek daha doğru olabilir. Ancak, baştan kişi şunu diyebilir: "Bu benim hoşuma gitmiyor ama elimden geleni yapıyorum." Gerçekten de, o konuda ilerleme gösteriyor olabilir ancak istenilen noktaya gelmemiş olabilir. Bu durumda umut var demektir. "Bir erkek bunu yapamaz, bir kadın bunu yapamaz" gibi kesin ifadelerle konuşmak yerine, ortak bir anlayış ve uzlaşma sağlanmalıdır. Örneğin, "Çocuğumuzu şu şekilde yetiştireceğim " gibi konulara girildiğinde, sorunların çözümü mümkün olabilir. Çiftler arasında uzlaşma önemlidir.
Evlilik öncesi ilişkilerde, kişinin ailesi hakkında bilgi sahibi olması son derece önemlidir. Bu perspektifler üzerine konuşmak oldukça değerlidir. Çünkü herkes, ilişkiye başlamadan önce genellikle kendini en iyi haliyle göstermektedir Bu yüzden, ilişkinin stres altında nasıl davrandığını gözlemlemek önemlidir.
Örneğin, nişan anında ya da benzeri durumlarda, partnerin stres altında nasıl tepki verdiğini gözlemlemek faydalı olabilir. Restoranda bir garsona nasıl davrandığı ya da kendi ailesine karşı tutumu, ilişkinin gerçek yüzünü ortaya çıkarabilir.
Evlilik öncesi dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta da, partnerin ailesi ile ilişkisidir. Eğer biri kendi ailesine karşı saygısız davranıyorsa, bu davranışın ilişkiye nasıl yansıyabileceği düşünülmelidir. Bu noktada, ilişkinin her iki tarafının da geçmiş deneyimlerini ve aile dinamiklerini göz önünde bulundurması önemlidir. Örneğin, bir kişinin geçmişte ilgisiz bir aile ortamında yetişmiş olması, sonradan ilişkide karşılaştığı sorunda partnerini nasıl algılayacağını etkileyebilir.
Aşık olabilirsiniz, ancak partnerinizde hoşlanmadığınız bazı huylar bulunabilir. Bu huyları göz ardı etmemek ve onları dikkate almak önemlidir. Kişi esnek olabileceğini düşünebilir, ancak asıl önemli olan şey şudur: İlk altı yaşınızda gözlemlediğiniz modelin benzerini ya da zıddını taklit edersiniz. Eğer yanlış bir eş seçerseniz, yani ebeveynlerinize benzemeyen birini tercih ederseniz, bilinçaltı manipülasyonlarla sorunlar yaşayabilirsiniz. Örneğin, babanız çok ilgisizse, partneriniz çok ilgili olabilir. Ancak biraz fazla dırdır ettiğinizde geri çekilebilir. Ya da tam tersi durumlar da meydana gelebilir. Kadın biraz ilgisiz davranırsa, partneri daha fazla konuşmaya başlayabilir veya daha çok eleştirebilir. Bu durumlar manipülasyon olarak adlandırılabilmektedir.
Evlilikte gerçekten dikkat edilmesi gereken bir başka nokta da manipülatif davranışlardır. Çünkü çok manipülatif insanlar gerçekten zor olabilirler. Doğru bir seçim yapılmadığı takdirde, manipülasyonlar ve perspektif farklılıkları evliliği ciddi şekilde etkileyebilmekte hatta bitirebilmektedir.
Kişinin kendi geçmişindeki deneyimleri, aile dinamikleri ve ebeveynlerinin ilişkisini gözlemlemek, evlilik veya ilişkilerde nasıl davranılacağını belirleyebilmektedir. Kişi, ilk altı yaşındaki deneyimleri, ebeveynlerinin ilişkisi ve yaşadıklarını gözlemleyerek büyümüştür. Bu deneyimlerin, şu an yaşadığı ilişkilere nasıl yansıdığını anlamak önemlidir. Örneğin, annem çok eziliyorsa, başkalarına karşı daha anlayışlı ve koruyucu olabiliriz. Benzer şekilde, babanın aşırı öfkeli olması durumun, kişinin öfkesini bastırmasına neden olabilir. Ancak, bu tür tepkiler zamanla kişide bir yabancılaşma hissi yaratabilir ve evlilikte sıkılmalara neden olabilir.
Bu noktada,
Kişinin öncelikle kendini analiz etmesi
İlişkiye nasıl katkıda bulunduğunu görmesi
Partnerinin kişisel özelliklerini ve aile geçmişini anlaması gerekmektedir.
Eğer ciddi farklılıklar ve uzlaşma becerisi yoksa, ilişki zorlanabilir. Eğer her iki taraf da değişmeye isteksizse, ilişkide ilerleme sağlamak için danışmanlık almak yararlı olabilir.
Özellikle evlilikte, flört döneminden nişanlılık aşamasına geçerken yaşanan sorunların evlilikle birlikte daha da artabileceğini unutmamak önemlidir. Her gün yan yana yaşarken, ortak sorumluluklar ve stres daha belirgin hale gelir. Bu durum, kişilik özelliklerinin daha da belirginleşmesine neden olabilir. Ayrıca, kişinin geçmişten getirdiği deneyimler ve alışkanlıklar da evlilikte başa çıkmak daha zorlaştırabilir.
Eğer iki insan nişanlanmışsa, aralarında büyük ve güçlü bir bağ olmalıdır; ancak bu bağ, yanıltıcı olabilir. Yani sadece güçlü bir bağın varlığı, size hiç uygun olmayacak biriyle ilişkide kalabileceğiniz anlamına gelmez. Bu durumda ilişki ilerledikçe, bu bağ daha da kopabilir. Bu nedenle, bu tür durumlarda mutlaka danışmanlık almak önemlidir. Çiftler belirli tartışmalı konuları nişanlılık döneminde yaşamazlarsa, evlilikte bu konularla başa çıkmakta daha da zorlanabilirler. Bazı çiftler, her şeyin yolunda gittiği bir dönemde evliliğe bir hafta kala ani bir endişe yaşayabilir. Son dakikada ani bir tercih yapmak zorunda kalmamak için ilişkide sorumluluğun alınması önemlidir.
Terapilerde, genellikle insanlar iyi niyetli olurlar ve manipülatif davranışlar pek görülmez. Ayrıca, terapilerde bazen şaşırtıcı sonuçlar alınabilir. Evlenmeyi isteyen tarafın bile ilişkinin işlemeyeceğini görebilir veya mutsuz bir şekilde başlayan bir ilişki terapi sonrasında mutlu bir şekilde sonlanabilir.
Doğru karar verme sürecinde farkındalık ve analiz önemlidir. Bu nedenle, danışmanlık almak ve ilişkiyi objektif bir şekilde değerlendirmek faydalı olabilir.
Evlilikteki sorunların yarısının cinsellikle ilgili olduğu söylenir. Cinsel sorunların da yarısının ise ilişki sorunlarından kaynaklandığı düşünülür. Cinsel isteksizlik, en sık rastlanan sorunlardan biridir ve genellikle ilişki çatışmalarından kaynaklanır. Örneğin, kadınlar sıkça şunu ifade eder: "Eşim sadece seks istediğinde ilgileniyor, benimle gerçekten ilgilenmiyor." Bu durumda kadınların isteksizliği anlaşılır bir şekilde artabilir. Benzer şekilde, erkekler de partnerlerinin baskıcı tutumları karşısında isteksizlik yaşayabilirler. Eğer iki dominant karakter bir araya gelmişse, erkekler genellikle cinsellikte daha fazla etkilenirler.
Cinsel sorunlar arasında sertleşme sorunu da önemli bir yer tutar. Bu sorunun psikolojik nedenleri olabilir ve eşler arasındaki çatışmalar da bu sorunu tetikleyebilir. Küçük bir eleştiri bile partnerin cinsel isteğini olumsuz yönde etkileyebilir.
Örneğin, vajinismus veya erken boşalma gibi sorunlar evlendikten sonra daha belirgin hale gelebilir. Eğer eşler arasında ilişki sorunları varsa, bu cinsel sorunları etkileyerek daha da kötüleştirebilir. Yani bu tür sorunlar yeni ortaya çıkmış olmayabilir, ancak evlilikle birlikte daha fazla ön plana çıkabilir.
Cinselliğin ilişkideki önemine rağmen genellikle konuşulmaktan çekinilir. Örneğin, "Hiç mutlu değilim ama söylemeye utanıyorum, çünkü eşimin erken boşalma sorunu var" gibi konular büyütülecek kadar önemli olmamalıdır. Gerçekten iyi bir terapiyle bu tür sorunların üstesinden gelinebilir.
İyi bir evlilik kavramı tartışmalıdır. Örneğin, harika bir anne baba modeliyle büyümüş bireyler, anne babaları arasında mükemmel iletişim kurabilen insanlarla evlenebilirler. Ancak, partnerleri bu modele uymayabilir. Partner, daha fazla tartışmaya eğilimli bir aileden gelebilir. Bu durumda, her iki tarafın da aynı aile modelinden gelmesi beklenmek gerçekçi olmayabilir. Bu nedenle, iyi bir evlilik için çiftlerin birlikte çalışması ve emek harcaması gerekebilir.
İyi evlilikler, ilişkide yol gösterici olabilir, tedavi süreçlerine de rehberlik edebilir. Araştırmalar, çiftler arasındaki güç dengesinin veya rekabetin az olmasının önemli olduğunu göstermektedir. Her iki tarafın da benzer kültürel değerlere sahip olması da önemli bir faktördür.
İkinci olarak, net sınırların belirlenmesi önemlidir. İlişkide "biz" olmayı sevmekle birlikte, bireysel ihtiyaçları da karşılayabilmek gerekir. Bunu "biz içinde ben olmak" veya “mesafe ayarlama” olarak adlandırabiliriz.
Evlilikte bireysel seçimlere saygı duymak önemlidir. Partnerin bir şeyi yapmasını istemek hoşunuza gitmese de, ona saygı duymak ve zarar vermediği sürece destek olmak önemlidir. Uzlaşma, her iki tarafın da ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir denge bulmaktır.
Farklı olmak sorun değildir, önemli olan bu farklılıklarla nasıl başa çıkıldığıdır. Bir tarafın sürekli olarak haklı çıkmaya çalışması, ilişkide sorunlara neden olabilir. Uzlaşma becerisi olan çiftler, sorunları çözme ve sağlıklı bir ilişki sürdürme konusunda daha başarılı olabilirler.
Pozitif duyguların paylaşılması da evlilikte önemlidir. Özellikle erkeklerin pozitif duyguları paylaşması, ilişkide kadınların da bu duyguları görmesine ve ilişkinin daha olumlu bir şekilde ilerlemesine katkı sağlar.
Pozitif duyguları paylaşmak ve destekleyici olmak için en sık görülen örnek; "Seni sevdiğimi niye söyleyeceğim?" gibi bir ifadelerdir. Bu noktada belirli fırsatların önemlidir. Örneğin, Sevgililer Günü veya evlilik yıldönümleri gibi özel günler, ilişkiye pozitif bir hava katmak için kullanılabilir. Pozitif duyguların paylaşılması, ilişkiyi olumlu yönde etkileyebilir.
Erkeklerin de takdir edilmek istediğini unutmamak gerekir. Takdir edilmediklerini düşünen erkekler, huzursuz olabilirler. Bu nedenle, küçük jestler ve olumlu geri bildirimler, ilişkiyi güçlendirebilir.
İlişkide benzer aile kültürleri ve ideallerin olması da önemlidir. Benzer ideallere sahip olmak, gelecekte karşılaşılabilecek sorunların önüne geçebilir. Ayrıca, stres anlarını iyi yorumlayabilmek önemlidir. Stres altında, insanlar genellikle olayları abartma eğilimindedirler. Bu nedenle, sorunların makul bir şekilde tartışılması ve tırmandırılmaması, ilişkide sağlıklı bir iletişimi destekler.
İlişkide sorunların zamanında ve açıkça tartışılabilmesi önemlidir. Ayrıca, bireylerin kişilik yapıları ve travmaları da ilişkiyi etkileyebilir. İlişkide sorumlulukların adil bir şekilde paylaşılması, ilişkinin dengede kalmasını sağlar ve olumlu bir etki yaratır. Bu durumu üç başlık altında ele alabiliriz:
İlişkide pozitif duyguları ifade etmek ve takdir etmek, ilişkiyi güçlendirir. Özellikle özel günler ve yıldönümleri gibi fırsatlar, çiftlere bu pozitif duyguları ifade etmek için mükemmel birer vesile olabilir.
Benzer şekilde, benzer ideallere ve hedeflere sahip olmak da ilişkiyi güçlendirir. Ortak hedefler, çiftin birbirine bağlılığını artırır ve yol ayrımlarının önüne geçer.
Stres anlarında mantıklı ve sakin bir iletişim, ilişkinin sağlığını korumak açısından hayati öneme sahiptir. Karşılıklı anlayış ve empati, tartışmaların tırmanmasını engeller ve sorunların çözümüne yardımcı olur.
Özellikle stres altında, sorunları abartma eğilimi vardır. Ancak makul bir şekilde duyguların ifade edilmesi ve derinlemesine konuşma, ilişkinin sağlıklı bir şekilde devam etmesine yardımcı olabilir.
İlişkide yaşama kapasitesi, çiftin birlikte karşılaştığı zorlukları açıkça tartışabilmesi ve çözebilmesi anlamına gelir. Ortak karar alma ve sorunları birlikte ele alma, ilişkinin güçlenmesine katkıda bulunur.
Ayrıca, travmaların azlığı ve bireysel kişilik yapıları arasındaki uyum, ilişkinin sağlıklı bir şekilde ilerlemesini sağlar.
Sorumlulukların adil bir şekilde paylaşılması da ilişki için kritik öneme sahiptir. Ev işleri, çocuk bakımı ve diğer sorumluluklar konusunda adil bir paylaşım, çiftler arasında huzur ve denge sağlar.