Kurban Bayramı için özenle hazırlanan sofralarda yer alan yemeklerin çoğunluğu et türü yağlı ve tuzlu ağır yiyeceklerden oluşur. Bu durum günlük rutin alışkanlıkların haricinde fazladan yenilen yemeklerin porsiyon miktarı ayarlanmadığı zaman başta hipertansiyon olmak üzere kalp ve diğer kronik rahatsızlıklara davetiye çıkarabilir. Peki, Kurban Bayramı’nda kalp ve tansiyon hastaları nelere dikkat etmeli? Detaylar yazımızda.
Kurban Bayramı’nın gelmesiyle birlikte doğal olarak et tüketimi artıyor. Hatta bazı yerlerde geleneksel yemek kültürünün getirdiği bir alışkanlık ile günde 3 öğüne kadar çıkabiliyor. Bu anlamda bilhassa yağ oranı fazla olan et yemeklerinin yüksek kolestrol içermesi nedeniyle kalp hastalıklarının bireyleri tehdit etmesine neden olabilir.
Kalp ve hipertansiyon hastalarının et tüketimini belirli sınırlar içerisinde porsiyon kontrolü yaparak tüketmesi oldukça önemlidir. Ayrıca her öğün kırmızı et yememeye, sık ve az miktarda beslenmeye, kırmızı et yenilecekse yağsız ve bir porsiyondan fazla olmayacak biçimde tüketmeye dikkat etmelidirler. Günlük tuz tüketimi de az olmalı hatta mümkünse et tuzsuz ya da az tuzlu pişirilmelidir.
Ani ve fazla tüketilen her besin kalbe için yük bindirmektedir. Midenin hızlıca hele de ağır ve yağlı besinlerle dolması mide, bağırsak ve kardiyovasküler sistemin fazla çalışmasına neden olarak enerji gereksiniminden dolayı kan akımı ihtiyacını artırır. Bu durum ise kalbin kendi kan akımı ihtiyacında da artışa neden olur ve kalp damarlarında darlık ya da tıkanıklık olan kişilerde ani gelişen fenalık ile birlikte göğüs ağrıları hatta kalp krizine dönüşebilir.
Kesildikten sonra dinlendirilmeden tüketilen et, midede ani şişliğe ve hazımsızlığa yol açabilir. Yanı sıra yüksek yağ içeriği kolesterol artışına da neden olabilir. Bu yüzden kurban eti kesildikten sonra mutlak suretle 24 saat buzdolabında dinlendirilmelidir.
Et tüketiminin yanında bayramda normalden fazla tatlı da tüketiliyor. Ağırlıklı protein ve yoğun karbonhidrat yenilen bu günlerde mümkün olduğu kadar tatlıdan uzak durmak en doğrusu olacaktır. Özellikle kalp ve tansiyon hastalarının bu anlamda çok dikkatli olması gerekiyor. Mümkün olduğu kadar sıvı tüketimini artırmalı, aralıklı öğünler yapmalı ve ağır yenilen öğünlerden sonraki öğünde daha dengeli besinler tüketilmelidir.
Et yemekleri ile pirinç pilavı ve bol şerbetli tatlılardan çok yeşillikten zengin salata türleri ve farklı besin grupları tercih edilmelidir. Etin yeşillik, taze salata gibi antioksidan yan gıdalarla desteklenmesi, etin olası zararlarını önleyebilir.
Bayram yalnızca beslenme açısından ödül olarak nitelendirilmemelidir.Tatilde dinlenmek ve yemek yemenin yanında hafif yürüyüş gibi tempolu hareketler de önerilir. Bol hareket yenilen besinlerin sindirimini kolaylaştırır ve salgılanan endorfin kişideki şeker tüketme isteğini azaltır. Hatta mümkünse yürüyüşün yanına bol bol yüzme de eklenmelidir.
Öğle yemeği sonrası hemen güneşe çıkmak yerine serin bir yerde 1-2 dinlenmeye dikkat edilmelidir. Çünkü ağır bir yemek yedikten sonra kanda koyulaşma ile kan basıncındaki artış meydana gelir. Bu duruma bir de öğlen dik açıyla gelen bunaltıcı güneş ışınları da eklendiği zaman kalpte ritim bozukluğu ve tansiyon yükselmesi sonucu pıhtı atması gibi sağlık sorunları gelişebilir.