Birçok yeni anne, doğumdan sonra genellikle hızlı ruh hali değişimleri, ağlama nöbetleri, yoğun kaygı ve uyku güçlüğünü içeren “Bebek Hüznü” dediğimiz bir dönem geçirir. Bazı yeni anneler ise “Lohusalık Depresyonu” olarak bilinen daha şiddetli ve uzun süren bir sürece girerler. Bazı durumlarda hamilelik sırasında başlayıp doğumdan sonra da devam edebilir.
Gebeliğe veya doğuma, sevinçten endişeye kadar çeşitli güçlü duygular eşlik edebilir.
Çoğu yeni anne, doğumdan sonra genellikle hızlı ruh hali değişimleri, ağlama nöbetleri, yoğun kaygı ve uyku güçlüğünü içeren “Bebek Hüznü” dediğimiz bir dönem geçirir.
Bebek hüznü genellikle doğumdan sonra ilk 2 ila 3 gün içinde başlamaktadır. İki haftaya kadar sürebilir. Bu tedavi gerektirmeyen doğal bir süreçtir.
Bazı yeni anneler “Lohusalık Depresyonu” olarak bilinen daha şiddetli ve uzun süren bir sürece girerler. Bazı durumlarda hamilelik sırasında başlayıp doğumdan sonra da devam edebilir.
Depresyon bir duygudurum bozukluğudur. Araştırmalar duygudurum bozukluklarının, beyin kimyasında değişiklikleri içeren biyolojik hastalıklar olduğunu göstermektedir. Bazı bireylerde hiçbir belirgin dış sebep olmadan depresyon gelişebilmektedir. Duygusal stres bazen bazı değişiklikleri tetikleyebilmektedir. Özellikle gebelik ve lohusalık dönemindeki hormonal değişimler, sosyal çevre baskısı, sosyal destek yoksunluğu ve sorumluluklardaki artış depresyonu tetikleyebilir.
Majör depresyon ana belirtilerini şu şekilde sıralayabiliriz:
· 2 hafta ve/ veya daha uzun süren, neredeyse her gün, günün çoğu saati devam eden karamsarlık,
· Kişinin her zaman yaptığı aktivitelere karşı ilgi ve istek azalmasıdır.
Diğer belirtiler ise şunları içerebilir:
· Yorgunluk veya enerji eksikliği
· Huzursuzluk
· Suçluluk veya değersizlik duyguları
· Konsantre olmada zorluk
· Uyku ve iştah problemleri
· Tekrarlayan ölüm ya da intihar düşünceleri
Lohusalık döneminde nadiren, “Lohusalık Psikozu” adı verilen gerçeği değerlendirmenin bozulduğu şiddetli bir duygudurum bozukluğu da gelişebilir. Gerçekliğin bozulduğu, kişinin kendine veya etrafına zarar verme olasılığının arttığı durumlarda ilaç tedavisi şarttır. Anne emziriyorsa; süte en az geçen ilaçlar seçilir. Yarar zarar dengesine göre tedavi şekline karar verilir.
Lohusalık depresyonu bir karakter kusuru ya da zayıflık belirtisi değildir. Bazen sadece doğum yapmanın öngörülemeyen ve istenmeyen sonucudur. Doğum sonrası depresyonunuz varsa, tedavi olmanız şikâyetleriniz azalmasına ve en önemlisi bebeğinizle bağ kurmanıza yardımcı olabilir.
Psikiyatrik tedavinin yanı sıra varsa tiroit hastalıkları, yüksek tansiyon, anemi (kansızlık) gibi fiziksel hastalıkların tedavisi de depresyonun gidişatı açısından son derece önemlidir.
Sağlıklı beslenme, olabildiğince verimli uyumaya çalışma, tempolu yürüyüşler, yoga – meditasyon gibi yöntemler ve sosyal ilişkilerin korunması da depresyon dahil hemen hemen tüm psikiyatrik hastalıklardan korunmaya yardımcı olabilir.
