Sjögren sendromu, vücudumuzda salgıyla görevli bezlerin, gözyaşı ve tükürük bezlerini tuttuğu otoimmün hastalıklardandır. Bağışıklık sisteminde vücudu zararlı madde, bakterilere karşı korur fakat sendrom mevcutsa kendi dokularına zarar verir. Bu nedenle ağız ve gözde kuruluğa neden olur. Genellikle 40 yaş ve sonrasında ortaya çıkan bu rahatsızlıkla ilgili detaylı bilgi yazımızda.
Salgıyla görevli bezlerin, gözyaşı ile tükürük bezlerini tuttuğu otoimmün hastalıklarındandır. Sjögren sendromu, ağız ve göz kuruluğuna neden olmaktadır.
Bağışıklık sistemi, vücudu yabancı ve zararlı maddelere karşı koruyan bir savunma sistemidir. Bazı durumlarda farklı nedenlerden dolayı bağışıklık sistemi vücuda ait dokuları yabancı madde olarak algılayabilmektedir. Bundan dolayı vücudun farklı yerlerindeki hücrelere saldırır ve dokulara zarar verebilir. Bu nedenle meydana gelen rahatsızlıklara otoimmün hastalıklar denir.
İlk kez 1933 yılında Henrik Sjögren isimli İsveçli göz doktoru tarafından adlandırılmıştır. Genellikle hastalıkta ağız ve göz kuruluğu şikayetleri görülmektedir.
En sık gözlemlenen ve hastalığın başlarında görülen belirti ağız ve göz kuruluğudur. Ağızdaki tükürük salgısının da yeterli salgılanmasını engellediğinden dolayı diş çürükleri, diş eti sorunlarına neden olur. Görülen belirtileri şu şekildedir:
Genellikle 40 yaşından sonra ortaya çıkan bir hastalıktır. Erkeklere oranla kadınlarda daha sık rastlanır.
Kişinin hayat kalitesini yükselten tedavi yöntemleri mevcuttur. Sjögren sendromunda hastanın etkilenmiş bölgesine göre farklı tedavi seçenekleri uygulanabilir. Bazı hastalar bol su içerip, nemlendiriciler kullanarak hastalığı atlatabilirken bazı hastalar ilaç tedavisine başlar. Tükürük, gözyaşı salgısını arttırıcı ilaçlar tercih edilebilir.
Şiddetli belirtilere sahip hastalar da ise vücut savunma sistemini baskılayıcı ilaçlara başvurulabilmektedir. Otoimmün hastalıklardan olduğu için lenf bezi kanser gelişme riskini arttırır bundan dolayı bu kişilerin belirli aralıklarla kanser taramaları yaptırmaları önerilmektedir. Hastalığın durumuna ve bölgesine göre doktor uygun tedavi yöntemini belirler.
Hastanın hayat kalitesini arttıracak yöntemlerden birisi de beslenme düzeninde değişiklikler yapılmasıdır. Belirli bir sjögren sendrom diyeti yoktur fakat yiyeceklerin pişirilme dereceleri görülen bazı semptomları olumlu olarak etkileyebilir.
Balık, kırmızı et, beyaz eti haşlama ya da buharla pişirmek, yemekleri et suyuyla yumuşatmak, çorba tüketmek beslenmede yapılabilecek değişikliklerdendir.
Sjögren sendromunda bitkisel veya evde uygulayabileceğiniz basit yöntemler mevcuttur. Şu durumlara dikkat edebilirsiniz:
Belirtilerin ağırlığı hastadan hastaya farklılık gösterir. Çoğunlukla ağır seyretmez. Tedavisi doktorun belirlediği tedavi yöntemine göre uygulanır. Erken tanı önemlidir. Uygun tedavi yöntemiyle hastanın yaşam kalitesi arttar. İyi tedavi edilmediğinde gözde korneal ülsere neden olabilir nadir rastlansa da görme kaybına neden olabilmektedir.
Semptomları gözlemliyor ve sjögren sendromunda şüpheleniyorsanız “Romatoloji” bölümüne gitmelisiniz. Dilerseniz Bulut Klinik üzerinden yüz yüze veya online randevu alabilirsiniz.